Aylar, günler öncesinden hazırlıklar başlıyor. Köylü imece usulü ile yaptığı bu yemekli mevlid için kuzular, koçlar, tekeler bağışlıyorlar yemeklerin içine girsin diye.

Zirvede koçlar, tekeler kesiliyor, mısır ekmeği pişiyor tereyağla yemek için.

Buranın diğer köylerden farkı köylüler her yıl köyün en yüksek dağına gidiyorlar dua etmek için:

 " Erenler mevkisine."

Kıvrıla kıvrıla giden zor yollardan Erenler'e çıkıyorlar. Burası Ören mahallesi, Acıpayam'a bağlı sessiz sakin küçük bir mahalle.

Hani emekli olunca hayal edersiniz: "ormanın içinde kuş sesleri arasında geri kalan ömrünüzü sessiz sakin geçirebilmek" için bir yer ararsınız işte o köy burası gibi duruyor.

Erenler mevkisine daha bir kaç yıl öncesine kadar araçlar bile çıkmıyordu. Ulaşım zar zor traktörlerle yapılıyor  önceleri ise eşekler veya katırlarla zorlu bir yolculuktan sonra zirveye ulaşıyorlardı.

Şimdilerde ulaşım köyün, köylünün ve muhtarın çabasıyla yol yapılarak biraz daha kolaylaştı.

Köylüler bilmeden veya bilerek her yıl bir Türk geleneğini, inancını yaşatmaya çalıyorlar.

Kışın bittiği, yağmurların kesildiği zamanlarda bozuk yolları aşıp yüzyıllardır adı değişmeyen Bozdağ eteklerinde zirvenin en üst bölgesinde yağmur veya şükür duası adı altında hayvanlar kesilip, yemekler yapılıyor. Öğle namazına müteakip dualar yapılıp Allah'a şükrediliyor.

Peki nedir bu Erenler ?

Gök Tanrı inancında çevrede bulunan en yüksek dağa, zirveye çıkılır Gök tanrıya en yakın yerden dualar edilirdi.

 Geçmişi MÖ. 3000 yıllarına dayanan bu Türk'ün en eski inanışı hala devam ettirilmeye çalışılması ne güzel birşey.

Gök tanrıya göre Türkler baharın başlamasıyla bereketin artması, bolluk içerisinde bir yıl geçirmek için en yüksek dağa çıkarlar Gök Tanrıya erkek oğlak ( keçinin 6-8 aylık yavrusu) keserler kan akıtırlardı.

Kesilen bu hayvanlar burada yenir hayvandan kalan etler, deri, bacak, kafa vs  dağda kurt, kuş yesin diye bırakılırdı.

Bu eski Türk inanışına göre burada dualar edilirdi. Bir yıl boyunca   bolluk bereket içinde yaşamak için dua edenler Erenler bölgesinden  evine bir taş getirir onu evin bir köşesine bırakırdı. 

Gök tanrı inancında yaratıcının tek bir tane olduğuna inanılmaktadır. Gök tanrı inancı Türkler tarafından sahip olunan bir inanış olduğunu söylemek mümkündür. Gök tanrı inancına göre, sonsuz göğün ruhudur ve eşi benzeri yoktur. Aynı zamanda Gök Tanrı inancına göre günlük yaşam olaylarına müdahale edilmez.

Bu küçük köyün sakinleri atalarından gelen bu geleneği yüzyıllardır devam ettirmekte zirveye gelen misafirlerini en güzel şekilde ağırlamaktadırlar.

Gök tanrı inanışı bu köyde devam etmektedir.

Turan GÜNGÖR

İktisatçı-Emekli Asker